26 NİSAN CUMA - İstanbul | Mardin | Kızıltepe | Nusaybin | Beyaz Su | Dara
Siz Değerli misafirlerimiz ile saat 04.20’de İstanbul Sabiha Gökçen havalimanında buluşuyoruz. Bagaj ve bilet işlemlerimizin sonrasında Anadolu Jet ile saat 08:10 da Mardin’e hareket ediyoruz. Planlanan varış saati 10:55. Varışımız ardından Mardin turumuza Tarihi Dunaysır (Kızıltepe) Şehri ile başlıyoruz. Artuk Arslan’ın muhteşem eseri Kızıltepe Ulucami’yi ziyaret ediyoruz. Kesme taş sanatının zirvesi bir eser olan bu başyapıtı gördükten sonra, Anadolu’nun en tarihi şehirlerinden biri olan Nusaybin’e doğru yola çıkıyoruz. Burada bizi yine Anadolu’nun en eski üç kilisesinden biri olan Mor Yakup Manastırı karşılayacak. Hemen yanında da Nusaybin’in Ulucami’si Zeynel Abidin Camii Kebiri ve ismi veren bu kıymetli zatın türbesi. Bölgenin en güzel mesire yeri Beyaz Su’ya hareket ediyoruz. Midyat’tan Nusaybin’e doğru akan buz gibi suyu ile Beyaz Su’yun kenarında uzanan çardaklara kurulup öğle yemeğimizi alıyoruz. Buradan bir başka antik kente doğru yola çıkıyoruz. Sasanilere karşı Romalıların kurduğu tarihi Garnizon Kenti Dara sizleri büyüleyecek. Kazıları hala devam eden kayalara oyulmuş bu şehir için yeni Efes denilmektedir. Dara’nın yapımı Ürdün’de bulunan Petra ile benzerlik göstermektedir. Dara turumuzun tamamladıktan sonra Mardin’e dönüyoruz. Akşam yemeğimizi Otel de aldıktan sonra konaklama.
27 NİSAN CUMARTESİ - Eski Mardin
Otelde alacağımız açık büfe sabah kahvaltı sonrasında, Mardin turumuza Süryani Hristiyanlığının Merkezi olan Deyrulzafaran Manastırı’nı ziyaret ederek başlıyoruz. Burada bizi çok daha eski medeniyetlerin Güneş Tapınakları da karşılayacak. Manastır sonrasında, bir Artuklu-Akkoyunlu sentezi olan Kasımiye Medresesi’ne geçiyoruz. İlk olarak Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’ın abisi Cihangir Bey’in Zaviye ve Türbesini, hemen ardından Artukluların inşasına başladığı ancak Akkoyunlu Cihangir Bey’in oğlu Kasım Bey’in tamamladığı büyüleyici bir eser olan Kasımiye Medresesi’ni ziyaret ediyoruz. Artık Mardin Şehir merkezine geçebiliriz. Mardin’de yerel bir restoranda alacağımız öğle yemeğimizin ardından, birçok din, dil ve ırkın bir arada anlayış̧ içerisinde yaşadığı Mardin’i keşfetmeye devam ediyoruz. İlk durağımız halk arasında Şeyh Çabuk denilen, Hz.Muhammed’in (sav) ulaklığını yapan Abdullah Bin Enes El Cüheyni’nin kabrinin de içinde bulunduğu tarihi Şeyh Çabuk Camisi ve Namazgahı. Ardından, bir dönem Süryanilerin Merkez Kilisesi olan Mardin Müzesini ziyaret ediyoruz. İlkçağdan günümüze, kronolojik olarak konularına göre düzenlenmiş bu ilginç müze, vitrinlerindeki tarihi buluntular ile şaşkınlık uyandırıyor. Yolumuzun üzerinde Süryanilerin Katolik Kolu olan Keldanilere ait Mar Hırmız Kilisesi’ne uğruyoruz. İnşası, yapı malzemesi ve cephe süslemeleri ile 8 asırlık Artuklu Eserlerine benzeyen ancak yakın zamanda inşa edilen Kasım Tuğmaner Cami ile Mardin Taş İşçiliğinin devam ettiğini görüyoruz. Mardin’in hiç bozulmamış arastaları arasından şehrin en kadim mescidi olan Mardin Ulucami’ye geçiyoruz. Bu eser Artuklu Hükümdarı Kutbeddin İlgazi tarafından yaptırılmış. Artuklu Hat Sanatının en güzel örneklerinin üzerinde barındığı Mardin Ulucami ve Minaresi bizi kendine hayran bırakıyor. Başta Sipahiler Arastası olmak üzere yine birçok tarihi han, bedesten ve abbaranın arasından bu kez Mardin Kalesi’ne doğru tırmanışa geçiyoruz. Manzarası ile sizleri büyüleyecek bir konumda olan Zinciriye Medresesi’ne geliyor, üç ayrı katına tek tek tırmanarak, Kalenin eteğinden önümüzde Mezopotamya Manzarasının tadını çıkarıyoruz. Arslan Artuk’un kabrinin de bulunduğu Şehidiye Medresesini ziyaret edip, içinde bir Sahabe, üç Artuklu Hüküdarının kabrinin bulunduğu Hüsamiye Medresesi’ne geçiyoruz. Günü, içinde Peygamberimizin (sav) Ayak İzlerinin ve ayrıca Artuklu Hükümdarı Kutbeddin İlgazi ile annesi Raziye Hatun’un kabirlerinin bulunduğu Hatuniye Medresesi ziyaretimiz ile nihayete erdiriyoruz. Yerel restoranda aldığımız akşam yemeği sonrasında otelimize hareket ediyoruz.
28 NİSAN PAZAR - Midyat | Hasankeyf | Batman | İstanbul
Otelde alacağımız açık büfe sabah kahvaltı sonrasında 07.30 da Otelden ayrılıp Midyat’ta hareket ediyoruz. İlk çağda bir yeraltı mağaralar şehri olarak kurulan, ardından kesme taşlarla göklere doğru yükselen konakları ile hayran olunası bir kadim medeniyet saklı her bir taşında. Midyat Ulucami, Osmanlının son döneminde inşa edilen Cevat Paşa Cami ve ardından Midyat Konukevi Konağını geziyoruz. Üç katlı konağın taş işçiliği gerçekten büyüleyici. Ama gerçek güzellikler terasa çıktığınızda karşınıza çıkacak. Panoramik Midyat manzarasına doyamayacaksınız. Yerel bir restoranda alacağımız öğle yemeğinin ardından, Dicle Nehri üzerinde kurulan bu son derece eski yerleşim yeri, barajın inşası sonrasında eski ve yeni Hasankeyf olarak ikiye ayrılmakta. Hem taşınan eski yapıları ile yeni Hasankeyf’i, bu arada Zeynel Bey Türbesi vb. nice tarihi yapıyı yakından inceliyoruz. Ardından Eski Hasankeyf’i görmek üzere teknemize geçiyoruz. Tekne turumuzda binlerce yıllık geçmişi sırtlanmış kayalıkların üzerinde Hasankeyf Sarayı, Camii Kebiri vb. birçok eseri inceleyerek turumuzu tamamlıyoruz. Sonrasında Diyarbakır Havalimanına geçiyoruz. Anadolu Jet ile saat 20.15 de İstanbul’a hareket ediyoruz. İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanına varışımız 22.15 de.
Gezi ücretine dâhil olan hizmetler;
Gezi ücretine dâhil olmayan hizmetler;
AÇIKLAMALAR
ESSE TUR / TURSAB A-8588 Organizasyonunda
Size daha iyi bir alışveriş deneyimi sunabilmek için çerezler kullanıyoruz. Detaylı bilgi için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.