Osmanlı Boytu Ürünümüzün Tasarım Hikayesi

NAKKAŞ OSMANLI BOYTU YORUMU

Bir çınar büyüdü Osman Bey’in göğsünde.
Büyüdükçe, yükseldi, yükseldikçe yeşerdi.
Ulu çınarın gölgesinde; dağlar…
Ulu çınarın gölgesinde; nehirler vardı.
Şehirlerde camiler, camilerde ezanlar yükseliyordu.
Çınarın yaprakları uzanıyordu, İstanbul’un üzerine…

Meh-ruyan Osman Bey; Şeyh Edebali’ nin hanesinde gördü bu rüyayı
ve hane sahibi muştu ile tabir etti duyduklarını.

‘’Çınar; devlettir oğul!’’ dedi.
‘’Sana ve soyuna nasip olacak kutlu bir devlettir!’’

Öyle de oldu.O gün Söğüt’te yeşeren çınarın boyu boylandı da gölgesi cihanın bir ucuna dayandı…

Çınarın yüklendiği mana kendi ile ötelerden mi gelir yoksa bu rüyadan sonra mıdır bilinmez lakin bundan sonra çınar;
ihtişamlı görünümü, asırlık ömrü ile kök salmıştır medeniyetimize.

Cebren değil kalben fethetmiş Osmanlı da bir ulu çınar olmuştur…
Gölgesinde yetmiş iki milleti gözetmiş ulu bir çınar…
Gölgesi, sadece bulunduğu zamana değil gelecek zamanlara da yetişmiş, kurduğu medeniyeti,
kültürü ve sanatı ile günümüzün tam ortasında yeşermiş ulu bir çınar…

Nakkaş Boytu olarak: Gelenekten geleceğe köprü olma hedefimizi bir kez daha dile getirerek; onurla…

Nakkaş Boytu olarak: ‘’Her yeni tasarımımızda bir öncekinden daha iyisini ortaya koymak.’’ olan şiarımızı bir kez daha tekrar ederek; gururla…

İhdas ettik Osmanlı Boytu’ yu ve bir ulu çınarı tahayyül ederek tasarladık Osmanlı Boytu’ nun formunu.
Kaidesini; çınarın kökleri, diğer tüm detayları çınarın dalları, bu detayları taşıyan gövdeyi ise çınarın kendisi kabilinden yorumladık.

Osmanlı Boytu Ürünümüzün Detayları

1 Kaide
Köklerimizi, bize has değerlerle ifade etmek adına:
Kaidemizin tezyinatını Selçuklu Yıldızı ve Rumi (Selçuki) motifler ile tasarladık
ve bu tezyinatımızı köklerimiz Selçuklu ‘ya minnetle atfettik.

2 Kur’an-ı Kerim ve Kanunnameler
Kur’an-ı Kerim ve Kanunname sembollerini boyut vererek tasarladık Osmanlı Boytu’ da.
Sayfa yapraklarına, mıklebine varıncaya kadar incecik, detaylıca işledik.
Üzerine ise rumi motifler nakşettik. Bir de ecdadımıza dualarımızı…

3 Terazi
Osmanlı Boytu üzerindeki terazimizi boyutlu tasarladık.
İncecik zincirlerini ecdadın adalet nasihatlerine kulak vererek ile işledik.

4 Şeşper veya Gürz
Hepimiz biliriz Fatih’in bu davasını ve dava sonrasını:
Hızır Bey’in gürzünü, Fatih’in kılıcını. Bu dava nezdinde Osmanlı’nın adaletini…
Bu ruh ile tezyin ettik Osmanlı Boytu’ da gürzümüzü…

5 Çift Taraflı Teber / 7 Tek Taraflı Teber
Padişah maiyetindeki kişiler, ordudaki üst düzey
görevliler ve dervişler de kullanmışlardır teberi…

Osmanlı Boytu’ da iki adet çift taraflı, bir adet tek
taraflı teberimiz var. Üçünün de başı demir temrenli,
tezyinatı ise incecik tasarladığımız rumilerden…

10 Çapa
Çapa; şanlı Türk Donanmamızın temsilidir. Biz de Osmanlı Boytu’ da incecik sarmışızdır çapanın çima’sını
ve anmışızdır Barbaros Hayrettin Paşa nezdinde tüm Kaptan-ı Deryalarımızı, şehit leventlerimizi…

11 Ok -Yay- Sadak
Osmanlı’da ise ermiştir okçuluk. Bir şakirt, kemankeşliğe adım atmadan üstadından sırrı alırmış:
Enfal, 17. Ayet. Sırrını alan kemankeş; ‘’Ya Hak!’’ diye davranırmış bundan sonra okuna…

‘’Ya Hak!’’ dedik ok ve yay’ı
ve sadağımızın rumilerini işlerken Osmanlı Boytu’ da.

12 Zurna / 13 Borazan
Anadolu Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat Osman Gazi’ye beylik alameti olarak sancak, tabl (davul),
nakkare ve zurna göndermişti. Böylece; Selçuklu ‘da "Tabılhane-i Hakani" olan ordu mızıkası ’’Tabl-ı al-i
Osmani" olarak Osmanlı’da da kurulmuş oldu.

Zamanla gelişerek Mehteran Takımı olan bu gelenek en çok zafer müjdelerinin sesi oldu.
Çünkü mehterin esas işi cenk idi…Haberleşme aracı olarak da kullanılan borazan, zurna ile birlikte mehtere ait sazlardan olmuş,
sembolleri ise Mehter Takımını temsil etmişti…

Mehter, kılıç seslerinin yoldaşı…
Osmanlı Boytu’ da da ses verir cenk gülbankları:

14 Meşale
Osmanlı; sadece siyasi ve askeri yapıda bir devlet olmamış; sanatın, ilmin ve bir medeniyetin adı da olmuş,
her alanda hem de birden fazla nice alim yetiştirmiştir.

Meşale…Eğitim ve öğretimin, ilim ve bilimin sembolü olmuştur sonra…Osmanlı Boytu’ da ise dönüştürdüğümüz unsurlardandır meşale.
Lale formunda tasarlayarak, bizdenliği özenle gözettik meşalemizde…

15 Rumi Gövde
Osmanlı Boytu’ nun her çizgisinde özenle dikkat ettiğimiz ‘’bizdenliği’’ korumaya; Osmanlı Boytu’nun tüm unsurlarını
ve nişanları taşıyan bu alanı da rumilerden tasarlayarak devam ettik.

Rumilerden tasarladık Osmanlı Boytu’ muzun gövdesini.
Zira Osmanlı Boytu üzerindeki tüm detaylar
ve dahi Osmanlı Boytu’ ya bakan tüm gözler evlerinde hissetsin kendilerini…

Osmanlı Boytu’ da Nişanlar

Osmanlı; işlevi ve fikri, sanat eseri niteliğinde üretmiş nadir bir medeniyettir.
Bunun bir örneği de nişanlardır. Zira nişanlar; Osmanlı’nın başarıyı ödüllendirmesinin estetik şeklidir.

Osmanlı Boytu’ da yer alan nişanlar şöyledir.

16 Şefkat Nişanı
17 Nişani Osmani
18 Kılıçlı İftihar Nişanı
19 Mecidi Nişanı
20 Nişanı Ali İmtiyaz

21 Destarlı Miğfer
Altı asrın temelidir Osman Bey. ‘’Nereden geldiğini unutma!’’ nasihati ile yükselttiği sancağı
bu istikamette kalarak devretmiş, nice cenk meydanlarında baş üzere taşıyarak ila-yı kelimetullah’ı
fetih ruhunun ve yiğitliğin adı olmuştur.

Osmanlı Boytu’ da tüm bunların sembolü olarak işledik miğferimizi.
Erken Dönem Osmanlı’yı göz önünde bulundurarak ve Harbiye Askeri Müzesi’nde bulunan
Orhan Gazi’nin miğferinden esinlenerek tasarladık.

Destarını sardık ve taylasanını salıverdik miğferimizin. Cenk meydanında miğfer giyip,
sair zamanda destarını sararak kullanan Osman Gazi ve alp’lerine hürmeten…

22 Kılıç
Göğsündeki imana dayanıp, belindeki kılıç üstüne
yemin eden ecdadımızın celaline atfen…

İslamiyet’i kabulden sonra kılıca atfedilen kutsallık;
cihat ve sorumluluk ruhu ile birleşince Türk’ ün kılıcını daha da keskinleşmiştir.

Geleneksel Türk kılıcıdır Osmanlı Boytu’ daki kılıcımız.
Kılıcımızı bileyledik de ecdadımızın celalindeki niyete nazar eyledik kılıcın nezdinde…

23 Çiçek Demeti (Bereket Boynuzu)
Bereket Boynuzu; Avrupalı tüccarlar ve elçiler yoluyla Osmanlı Sanatına dahil olmuştur.
Osmanlı Armasında ve kullanıldığı diğer yerlerde Osmanlı topraklarının bereketini temsil etmiştir.
Türk İslam ve dahi Türk Mitolojisinde yer almayan bu sembolü, bir çiçek demetine dönüştürerek dahil ettik Osmanlı Boytu ‘ya…

Soluna; sağlam niyetlerle celali kuşanan,
Sağına; dua ve nasihat ile merhameti kuşanan ecdadımızın bu aziz hatırasına atfen…

24 Kalkan
Bu toprakların ulaştığı manevi zenginlik; tehdit ve korkunun değil, samimi yaklaşımın eseriydi…
Bu yaklaşımın sırrı ise Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in yöneticiler için buyurmuş olduğu sorumluluk yüklü şu sözüydü:

‘’Sultan, yeryüzünde Allah’ın gölgesi, bütün mazlumların sığınağıdır.’’

Ecdadımız; dini, dili, mezhebi ne olursa olsun insanların koruyucusu olmaya vesile kılındıklarını unutmamak için taşlara,
kalkanlara kazımışlardır bu Hadisi Şerif-i…

Fatih; fethettiğinde İstanbul’u, bu Hadis-i Şerif’i Topkapı Sarayının Kapısı’na nakşettirmiştir
ve ilk dönem Osmanlı Armalarında da görülmüştür bu Hadisi Şerif.

Kalkanın manası; maddi- manevi koruma ve himayedir Maddi olarak koruyucu olan kalkanın;
manevi temsili ise Osmanlı’nın tebaasını himayesidir.
Bundan sebep Osmanlı Boytu’ da kalkanın üstüne bu Hadis-i Şerif’i nakşedişimiz…

25 Güneş
Güneş sembolünü; devletin ve hükümdarın gücü anlamıyla ve stilize edilmiş formuyla taşınmıştır Osmanlı eserlerine ve armalara…

Görkemli tarihimizi aksettirme temennisi ile işledik güneşimizi Osmanlı Boytu’ da.
Türk’ün içindeki kudret ve inancın hala orada durduğunu bilerek…

26 Hilal
Ecdadımız; başarıya yönelik ne yapılmış ise Allah’ın yardımı olmadan yapılamayacağına canı gönülden inanmış,
zaferi daim Allah’tan bilmişlerdir.

Hilal İslam’ın temsilidir…Hilal’in içine bu ibare, bu inanç ve bu bilinçle nakşedilmiştir:

‘’Allah’ın tevfiklerine güvenen Osmanlı Devleti…’’

27 Tuğra
Resmi bir görevi vardır Tuğra ’nın. Tuğra; hakimiyetin sembollerindendir.
Devletin gücüdür. Selçuklulardan, Anadolu Beyliklerine ve Osmanlı Sultanlarına kadar kullanılan hükümdar imzasıdır.

Padişahların tuğraları olduğu gibi tuğraların da padişahı vardır. Abdülhamid Han Tuğrası bu tanımdadır:

Temsil ettiği tüm bu değerler ile Osmanlı Boytu’ da
yer alan tuğrada ’’Tuğraların padişahı’’ dır.

28 Osmanlı Sancağı
İslam devletlerinde, İslam’ın temsili olarak yeşil sancakların kullanılması ve Osmanlı’nın da İslam Devleti olmasından mütevellit
üç hilalli yeşil sancağın dalgalandığı yerde İslam’da dalgalanmış, gören gözlere bunu hatırlatmıştır.

Ecdadımızın kıt ’a kıt ‘a dalgalandırdığı
üç hilalli yeşil sancağımızı işlerken Osmanlı Boytu’ da…
Biz de dalgalandık şanlı tarihimizin her sayfasında…

29 Türk Bayrağı
Bayrağımızın rengine renk katan şehitlerimize
bin rahmet… Bu kutlu tarihi miras bırakan ecdadımıza
bin hürmet…

Osmanlı Boytu’ da bayraklarımızı; dünü ve bugün ile geleceğe kanat açmış Anka misali düşündük ve
bayraklarımızın uç boylarını salıverdik şanlı tarihimizin rüzgarına karşı.

-Son Söz-
Şeyh Edebali demişti ki Osman Bey’e:

‘’Ey oğul!
Nereden geldiğini unutma ki,
Nereye gideceğini unutmayasın!’’

Unutmadık!
Ecdat ile bir tarihi aşk içre okuduk
Osmanlı Boytu ile köklerimizden yeşerdik bugün.

Unutmadık!
Osmanlı Boytu’nun her zerresine ecdadımızın hikayelerini nakşettik bugün.

Osmanlı Boytu Ürünümüzün Ölçüleri

Battal Boy Osmanlı Boytu Ölçüleri

Yükseklik 30,5 cm
En 18 cm
Ağırlık 2130 gr

Büyük Boy Osmanlı Boytu Ölçüleri

Yükseklik 28 cm
En 18 cm
Ağırlık 1667 gr

Osmanlı Boytu Ürün Özellikleri

Osmanlı Boytu ürünümüzün hammaddesi polyesterdir.

Osmanlı Boytu üzerindeki bayrak, sancak, silahlar ve diğer parçalar zamak malzemeden mamül ettik
ve her bir parçaya ayrı ayrı antik sarı kaplama ile yüzey işlemi uygulayarak ürettik.

Osmanlı Boytu bayrak ve sancağı 1.sınıf flok malzemeden kaplarken aynı malzemeyi ürünün altında da özenle kullandık.

Osmanlı Boytu yüzeyini metal pigmet içeren boya ile renklendirirken,
antik sarı görüntüsünü elde etmek için farklı tekniklerde boyama işlemleri de uyguladık.

Yüzey süslemesinde kristal taşlar kullandık.

Osmanlı Boytu ürünümüzün nişanlarında ise damla etiket kullanarak hem doku hem görsel zenginlik oluşturduk.

Osmanlı Boytu ürünümüzün üzerindeki yazıların okunurluluğunu,
desenlerin belirginliğini sağlamak adına son derece titiz bir tasarım ve üretim aşamalarından geçtik.

Osmanlı Boytu ürünümüzü üç boyutlu ve çift yönlü tasarladığımızdan iki kat görsel zenginliğe sahiptir.

Osmanlı Boytu ürünümüzü sizlere; ürünün kendisine özel olarak tasarladığımız özgün kutusuyla göndermekteyiz.

Kutu içerisinde, Osmanlı Boytu tasarımımızı ve üzerindeki her bir detayı tek tek hikayelerle anlattığımız Osmanlı Boytu Kitapçığı vardır.

***

*Ürünlerimiz mukavemetli yapısını ham maddesi olan polyesterden alır.
*Renklendirmesi metal pigmentler içeren boyalarla yapılmıştır.
*Tezyinatını ise kristal taşlar ile sağladık.
*Satın almış olduğunuz ürünleri ürünün kendisine özel tasarladığımız özgün kutusuyla göndermekteyiz.

***

Nakkaş Boytu ürünlerinin orijinal rengini korumak için:
Ürününüzü sadece kuru bez ile ovalamadan siliniz.
Islak mendil, kolonya, alkollü dezenfektan vs… kullanmayınız.

***

Bütün ürünlerimizin tasarımı Nakkaş Boytu ‘ya ait olup Tasarım Tescili ile koruma altındadır.

***

Nakkaş Boytu ürünleri tasarımdan imalata %100 yerli üretimdir.

***

NAKKAŞ BOYTU
Gelenekten Geleceğe…

Hakkımızda

Nakkaş Boytu olarak; geleneksel kültürümüzün iki boyutlu düzlemdeki yazı ve çizi sanatlarını,
üç boyutlu yorumlayıp üretiyoruz.

Bu süreçte geleneksel sanatların; sadece çizgilerini ya da desenlerini, tekniklerini yahut tanımlarını değil;
ruhunu da hikâyelerini de eklemeye gayret ediyoruz.

1997’de çıktığımız bu yolda geleneksel fikri ve kültürü yeni bir formla gelecek nesillere ulaştırabilme heyecanı ile
geleneğimizin iç boyutunu üç boyuta taşıma hedefi ile ilerliyoruz.

BOYTU Nedir?

Boytu; Türk İslam sanatlarının üçüncü boyutudur.
Geleneksel Sanatlar kapsamında değerlendirilmesi gereken, henüz kendi alanını inşa etmekte olan bir boyut.
Nasıl ki hat çizgi demek BOYTU da boyutlamak demek.
Bir de ek ismi var Boytu'nun: "BOYTU MÜCERRET". Mücerret soyut demek. Boytu mücerret; soyutun boyutlanmış hali.

Neden BOYTU?

2004 yılında ilk örneğini ortaya koyup, adını koyamadığımız bu boyuta

-her ne kadar içimize sinmemiş olsa da- o günün şartlarında biblo denildi.
Bugün ise; bize ait olanı ifade etmeyen bu adlandırmadan duyduğumuz rahatsızlığı telâfi çabasındayız.

Masa, raf vb. üzerine konulan, farklı malzemelerden yapılmış süs eşyalarını karşılayan terim olarak ‘’biblo’’ ismi kullanılıyor.

Tasarımlarımız; form olarak biblo adlandırmasına yakın gibi görünse de değil.
İştigalimiz; kültür ve sanat mirasımızın önemli bir kısmı ile.
Tasarımlarımız; salt bir biblo olmamakla birlikte salt bir süs eşyası yahut hediyelik eşya olmanın ötesinde bizim kültürümüzün süreği.

Bu nedenlerin yanı sıra dil boyutu da var. Biblo, Fransızcadan dilimize dahil olmuş bir kelime…
Oysa biz tasarımlarımıza hazırlanırken; geleneğimizin kendi dilinden ve edebiyatından besleniyor,
kendi inancımız, bilimimiz ve felsefemizden feyz alıyoruz. Biz tasarımlarımızı inşa ederken,
bizi inşa edense kendi kültürümüzün örf ve adetleri, âdâb-ı muâşşereti.
Velhasıl…
Sadece yabancı kelime karşısında Türkçe kelime kullanmış olmak için değil; biblo, hediyelik, hediyelik eşya,
heykel, heykelcik gibi kelimelerin getirmiş olduğu algının ötesinde bir değer üretmeye çalışırken,
öz değerlerimiz ile kullandığımız ifadeler eş olsun diye BOYTU.

Yüzyıllarca çizgi olarak yaşayan nice ibare, ifade ve lafız bugün Nakkaş Boytu yorumu ile vücut buluyor,
her klasik çizgi elle tutulabilir değerlere dönüşüyor.

Gelenek; asırlardır insanlığa ışık düşürüyorken,
Nakkaş Boytu olarak biz de ‘’yeni bir boyutu geleneğe ekleme’’ heyecanını yaşıyoruz.

"Nakkaş Dekor'' olarak ‘’Gelenekten köklenip, geleceğe yeşermeli’’ diyerek çıktığımız yola
"Nakkaş Boytu" olarak devam ederken üretmeyi sürdürüyoruz.